İran toprakları, ülkenin gelişmesi için çabalayan özgür ruhlu insanların mücadelesiyle dolu bir tarihe sahiptir. İslam Devrimi de, bu vatanın yücelmesi uğruna fedakârlık yapan kadın ve erkeklerin çabalarının bir meyvesidir.
Halk, kendi kaderlerini ve çocuklarının geleceğini belirlemek, İran topraklarında yaşayacak herkes için söz sahibi olmak istiyordu. Çiftçilik yaptıkları toprakların kendilerine ait olmasını, yabancı güçlerin ülkenin nimetleri üzerindeki tahakkümünün sona ermesini istediler. Bu doğrultuda birlik olup tek bir ses haline geldiler ve İmam Humeyni’nin liderliğinde devrim zaferle sonuçlandı. Ancak İran İslam Devrimi, yalnızca bir rejim değişikliği değil, aynı zamanda ülkeye siyasi ve kalkınma açısından önemli kazanımlar sağlayan bir dönüşüm oldu.
Bu bağlamda, Mü’telefe Partisi Merkez Konseyi Başkanı Esadullah Badamçiyan ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi, İslam Devrimi’nin siyasi kazanımları, yönetim alanındaki etkileri ve İran’ın dünya sahnesindeki konumu üzerine değerlendirmelerde bulunarak şu ifadeleri kullandı: "Her devrim, hem muhalifleri ve düşmanları hem de dostları tarafından sürekli olarak değerlendirilir. Devrimin ne yaptığı, hangi noktaya ulaştığı ve bunun bir son nokta mı yoksa daha fazla kazanımların beklendiği bir süreç mi olduğu her zaman merak konusudur."
Badamçiyan, İran’ın sağlık alanında önemli ilerlemeler kaydettiğini belirterek, ülkede ilaç üretiminin yaklaşık yüzde 80 oranında yerli olduğunu vurguladı.
Badamçiyan ayrıca, Şah döneminde İran’da görev yapan 14 bin Bangladeşli ve Hintli doktorun yerine bugün 170 bin İranlı uzman doktorun geçtiğine dikkati çekerek, İran’ın artık dünyaya doktor ihraç eden bir ülke haline geldiğini söyledi.
Badamçiyan, İran’ın ekonomik durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, ülkenin şu anda hiçbir ülkeye vadesi geçmiş borcunun bulunmadığını belirtti.
Döviz ve altın rezervlerine sahip olduklarını dile getiren Badamçiyan, İran’ın 50 milyar dolardan fazla petrol dışı ihracat ve 50 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiğini ifade ederek, yarım asırdır süren yaptırımlara rağmen İran'ın 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşmasının büyük bir başarı olduğunu vurguladı.
Eğitim alanında da devrim öncesi ve sonrası arasındaki farklara değinen Badamçiyan, 1979’da İran’daki toplam öğrenci sayısının sadece 200 bin olduğunu, bunlardan 110 bininin yurtdışında eğitim gördüğünü ve sadece 80 bin öğrencinin İran üniversitelerinde okuduğunu hatırlattı. Bugün ise ülkedeki üniversite öğrencilerinin sayısının birkaç milyona ulaştığını belirtti.
yorumunuz